• Çağrı Merkezi : 0532 608 65 29
  • Whatsapp : 05326086529
 

  YENİ  
Celcelutiye - Şifalı Vefk - İsmi Azam ve Yedi Ayetler - Metal Kolye
Ürün Kodu: DVTK-001   Marka: Suffa Hac
₺750 ve üzeri alışverişlerde kargo bedava

İNDİRİM
₺999.00

Kazancınız: ₺-900.00

Adet
  Aynı Gün Kargo
 
Paylaş  



Ürün Özeliklleri :

Celcelutiye Şifalı Vefk İsmi Azam ve Yedi Ayetler 

Çift taraflı - Celcelutiye İsmi Azam ve Yedi Ayetler Yazılı

Metal Üründür ( Gümüş Değildir. )

Özel Hediye Kutusunda Gönderilmektedir.

Ortalama boyun zincir uzunluğu 45-50 cm.dir.
 
Boyut : 3x3 cm

Celcelûtiye Tılsımı ve Duası:

Celcelûtiye, Süryânice bir kelime olup “Bedî’” anlamındadır. Bedî’, eşi ve benzeri olmayan, hayret verici güzellikte olan demektir.

Celcelûtiye Allahu Teâlâ’dan bir hediye olarak Cebrâil’le (a.s.) Rasûlullâh’a (s.a.v.) indirilmiş,  içerisinde İsm-i A’zam’ın olduğu yüksek tesirli bir duâ hazînesidir.  Hz. Ali (r.a.) bu hazîneyi Süryânî dilini de kullanarak 122 beyitlik bir kasîde hâlinde nazmetmiştir.

Celcelûtiye üzerine Muhyiddin İbnü’l-Arabî’nin (ö.634/1240), Nureddin İsfehânî’nin, İmam Gazâlî (ö.505/1111) ve Ahmed b. Ali el-Bûnî’nin (ö.622/1225) şerhleri, çalışmaları vardır.

Şeyh el-Bûnî der ki: “Peygamber (s.a.v.) günlerden bir gün mescidinde oturduğu sırada Cebrâil (a.s.) geldi ve “Es-selâmü aleyke yâ Muhammed, Rabbin sana selâm ediyor ve selâmın en mükerremini sana tahsîs ediyor ve bu kıymetli hediyeyi sana hediye ediyor” dedi ve şöyle devam etti:

“Yâ Muhammed! Bu Celcelutiyye duası ve en kapsamlı kasemdir ve onda İsmi Azam gizli ve saklıdır ki Allah’ın yarattıklarından izin verdiğinin dışında kimse ona muttali olamaz ve bilemez”

Peygamber (a.s.): “Bu isim ve dua nerede idi kardeşim Cebrâil” dedi. Cebrail: “Yâ Muhammed! Arş’ta yazılı idi. Eğer yazılı olmasaydı Rahmân’ın arşını taşıyan melekler onu taşıyamazdı. Bu duâ güneşin kalbine yazılı idi, eğer yazılı olmasaydı güneşin ışığı ve nûru olmazdı. Ay’ın kalbine yazılı idi, eğer yazılı olmasaydı   onun ne nûru ve ne de ışığı olurdu. Cebrâil’in (a.s.) kanadına yazılı idi, eğer yazılı olmasaydı o ne yeryüzüne inebilir ne de gökyüzüne yükselebilirdi. Mîkâîl’in (a.s.) başına yazılı idi, eğer yazılı olmasaydı Allah onun emrine damlayı ve yağmuru vermezdi. İsrâfîl’in (a.s.) alnına yazılı idi, eğer yazılı olmasaydı sûra üfüremezdi. Azrâil’in (a.s.) eline yazılı idi, eğer yazılı olmasaydı mahlûkâtın ruhlarını kabzedemezdi. Yedi kat göğe yazılı idi, eğer yazılı olmasaydı ayakta duramazdı. Yedi kat yeryüzüne yazılı idi, eğer yazılı olmasaydı istikrarlı olamazdı.

Bu kasemi Âdem (a.s.) cennetten çıktığı zaman okumuştu, eğer okumasaydı Allah onun tevbesini kabul etmezdi. Nuh’un (a.s.) gemisinde yazılı idi, eğer yazılı olmasaydı Allah onu tûfandan boğulmaktan kurtarmazdı. Bunu İbrâhim (a.s.) okumuştu, eğer okumasaydı Allah onu Nemrûd’un ataeşinden kurtarmazdı. Bunu Eyyûb (a.s.) okumuştu, eğer okumasaydı Allah onu belâdan kurtarmazdı. Allah ona güzelliğini, malını ve ehlini iâde etti. Dâvud oğlu Süleyman’ın (a.s.) yüzüğünde yazılı idi, eğer yazılı olmasaydı kuşların dilinin ilmi ve kendisinden sonra kimsenin ulaşamayacağı mülkü Allah ona vermezdi. Tevrât’ta, İncil’de, Zebûr’da ve Kur’ân’da yazılı idi. Hızır (a.s.) bunu okumuştu, suyun üstünde yürür ve ayakları ıslanmazdı. Yakûb (a.s.) bunu okumuştu, Allah ona gözlerini ve oğlunu geri verdi. Yûsuf (a.s.) bunu okumuştu, Allah onu kuyudan kurtardı ve ona Mısır mülkünü hibe etti. Mûsâ (a.s.) bunu okumuştu, Allah onu Fir’avn’dan ve onun kötü fiilinden kurtardı. Lokmân (a.s.) bunu okumuştu, Allah ona hikmet verdi. Yûnus (a.s.) bunu okumuştu, Allah onu balığın karnından kurtardı. Îsâ (a.s.) bunu okumuştu, Allah’ın izniyle anadan doğma körü ve abraşı iyileştiriyor ve ölüleri diriltiyordu.”

Şeyh el-Bûnî der ki: “Bu muazzam duâ indiği zaman Peygamber (s.a.v.), Efendimiz Ali b. Ebî Tâlib’e (r.a.) bunu ince bir ceylan derisine altın ile yazmasını emretti. Hz. Ali (r.a.) bu duâyı, Hz. Ebûbekr’in (r.a.) hilâfeti zamanında, Hz. Ebûbekir’e (r.a.) verdi. Hz. Ebûbekir’den (r.a.) sonra onu Hz. Ömer b.n el-Hattâb (r.a.) aldı. Hz. Ömer’den (r.a.) sonra Hz. Osman (r.a.) aldı. Hz. Osman’dan (r.a.) sonra Hz. Ali b. Ebî Tâlib (r.a.) aldı. Hz. Ali’den (r.a.), Hz. Hasan (r.a.), ondan sonra Abbasîlerden Hârûn Reşîd, ondan sonra İmâm A’zam Ârif-i billâh Nûreddîn el-İsfehânî, ondan sonra da İmâm A’zam Muhammed Ebî Hâmid el-Gazzâlî aldı.

İmam Gazzâlî der ki: “Bu İsmi A’zam, şerefli duâ ve kapsamlı kasemi aramak için yeryüzünün doğusunu ve batısını gezdim. Sâdâta, meşâyıhlara, sanat ve zanaat erbâbına, âlimlere, keşif ve ilm-i hurûf erbâbına hizmet ettim. Asla kimsenin yanında onun doğrusunu bulamadım. Sonra Bağdad ve Kûfe şehrine geldim ve sâlih kimselerden birisine sordum, Allah onun kalbini bana yumuşattı ve bana: “Oğlum bana büyük bir sırdan sordun, o gizli ve saklı sırlardandır. Allah izin verirse, bu İsmi A’zam ve Kapsamlı Kasem’in kimin yanında olduğu konusunda sana delâlet edeyim.”

İmam Gazzâlî dedi ki: “Kallbim mutmain oldu ve gönlüm sukûnete erdi. O şeyhe tam bir sene hizmet ettim. Bundan sonra şeyh bana: “İstediğin ne idi” diye iltifat etti. Ona dedim ki “İsmi A’zam’ı ve Kapsamlı Kasem’i istiyorum”. Dedi ki: “Ey oğlum! Eğer İsmi A’zam’ı ve Kapsamlı Kasem’i istiyorsan İsfahan şehrine gitmen gerekiyor. Orada Büyük Şeyh Nûreddin el-İsfehânî’yi sor. İşte o bu büyük sırra ve İsmi Azam’a seni götürecek.” Kendisine vedâ ettim ve bir zaman yolculuk ederek İsfehan şehrine ulaştım. İmâm Nûreddin’i sordum, onu bana gösterdiler. Onu görünce selam verdim ve elinin öptüm. Selamımı aldı, bana ikram etti ve buyur edip yer gösterdi. Bana: “Nerden gelir, nereye gitmek istersin” dedi. “Bağdat ve Kûfe’den İsfehan’a geldim, Büyük İmam Nûreddin’i isterim” dedim. Bana tebessüm etti ve “İşte istediğin o kişi benim” dedi. Ona: “Efendim! Sizden İsmi A’zam sırrını ve Kapsamlı Kasem’i istiyorum” dedim. “Evlâdım! Bu gizli sırrı ne yapacaksın” dedi. “Efendim! Öyleki o beni sana ulaştırdı, bana yarımcı ol” dedim. “İnşâallâh hacca gidileceği zaman seni maksuduna ulaştıracağım” dedi.

İmam Gazzâlî der ki: “Beş ay Nûreddin İsfehânî’ye hizmet ettim. Hacca yolculuk yaklaştığı zaman bana şöyle dedi: “Evlâdım! Elini uzat”. Elimi uzattım. Dedi ki: “Bu benimle senin aranda bir ahittir. Bu sırra fâsık, câhil ve münâfığı ulaştırma. Onu kötü gözlerden koru. Kötü kadınlardan ve haram evlatlardan muhafaza et. Muhakkak ki o, en mükemmel hazinelerden ve en büyük sırlardandır.”

İmam Gazzâlî der ki: “Kıymetli duânın ve İsmi A’zam’ın şerhini aldım. Bu duâ, şerhi ve kullanımı bana büyük bir bereket oldu ve fazîletlerin hepsinin yollarını açtı. Ondan İsmi A’zam’ın şerhini ve fazîletlerini, Süryânî duâların Arapça’ya tefsirini anladım. Her beyit için şerhi ve fazâili tek tek hadsizdi. Buhurlarını, vakiterini ve saatlerini anladım. Bu şekilde bir sene hikmeti ile uğraştım. Bu konuda her yönden Nûreddin el-İsfehânî bana icâzet verdi. Nefsim mutlu oldu, sadrım inşirah buldu ve maksadıma ulaştım.

Nûreddin İsfehânî’yi anladım, belledim ve ona dedim ki: “Şeyhim ve üstâdım, bu her türlü ahvâli toplayan kasem, duâ ve İsmi Azam’ın havassından bana ziyâde et, müsâade et” Bunun üzerine dedi ki: “Bil ki ey oğlum, bu duânın havass ve fazîletleri sayılama Allah’tan başka bunu kimse bilemez. İfâde-i merâm için kısaca onun kullanılışı, faydaları ve havassından sana bir şeyler açıklayayım.

Bil ki oğlum -Allah seni muvaffak kılsın- kim şerrinden korktuğu makâm mansıb sâhibi, sulran, kral, emir ve hâkimlerin yanına gitmek ister, yardım ve kabul  görüp onlardan ihtiyaçlarının görülmesini dilerse, bu mübârek duâyı ve vefki mübârek Pazar gününün sabah erken saatlerinde bu duâyı okur ve onu yanında taşırsa Allah’ın izniyle şüphesiz isteğine kavuşur. (En iyisini Allah bilir)…”

Celcelûtiye tılsımı için Hz. Ali (r.a.) 100-121 beyitlerinde şöyle buyurmaktadır: “Ey yüce ismi taşıyan! Bütün tehlikelerden kurtuldun, selamete erdin. Savaş, çekinme, korkma! Vahşi hayvanlarla olan yerlere korkmadan gir. Saldır, kaçma! İstediğin düşmanla mücadele et, kimseden korkma. Ne yılandan, ne akrepten, ne de aslandan korkma. Ne kılıç, ne hançer, ne de mızrak hiç bir tehlikeden korkma. Bunu okuyana mükafat Hz. Muhammed şefaati olacaktır.”


Yedi Ayetler ve Faziletleri:

Allah Resulü Aleyhisselam buyuruyor: " Bir kimse yedi ayetleri okusa veya bir gümüş kolye ,yüzük,veya kağıda ebcet harfleri ile yazıp üzerinde taşısa o kişiye gökten Uhud Dağı gibi azaplar, belalar inse elbette Allahü Teala o kişi üzerinden o belaları ve sıkıntıları bu yedi ayet hürmetine kaldırır."

Tevbe suresi 51. ayet

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

قُلْ لَنْ يُص۪يبَنَٓا اِلَّا مَا كَتَبَ اللّٰهُ لَنَاۚ هُوَ مَوْلٰينَاۚ وَعَلَى اللّٰهِ فَلْيَتَوَكَّلِ الْمُؤْمِنُونَ

Kul len yusîbenâ illâ mâ keteballâhü lenâ. hüve mevlânâ. ve alâllâhi felyetevekkelil mü’minûn.

De ki: "Bizim başımıza ancak Allah`ın bizim için yazdığı şeyler gelir. O bizim yardımcımızdır. Öyleyse mü`minler yalnız Allah`a güvensinler."

 
Yunus suresi 107. ayet

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَاِنْ يَمْسَسْكَ اللّٰهُ بِضُرٍّ فَلَا كَاشِفَ لَهُٓ اِلَّا هُوَۚ وَاِنْ يُرِدْكَ بِخَيْرٍ فَلَا رَٓادَّ لِفَضْلِه۪ۜ يُص۪يبُ بِه۪ مَنْ يَشَٓاءُ مِنْ عِبَادِه۪ۜ وَهُوَ الْغَفُورُ الرَّح۪يمُ

Ve in yemseskallâhü bidurrin fe lâ kâşife lehu illâ hû. ve in yüridke bi hayrin fe lâ râdde li fadlih. yusîbü bihî men yeşâü min ibâdih. ve hüvel ğafûrur râhîm.

Eğer Allah sana herhangi bir zarar verecek olursa bil ki onu O`ndan başka giderebilecek yoktur. Eğer sana bir hayır dilerse. O`nun lütfunu engelleyebilecek de yoktur. O bunu kullarından dilediğine eriştirir. O çok bağışlayıcıdır. çok merhamet edicidir.

Hud suresi 6 . ayet

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَمَا مِنْ دَٓابَّةٍ فِي الْاَرْضِ اِلَّا عَلَى اللّٰهِ رِزْقُهَا وَيَعْلَمُ مُسْتَقَرَّهَا وَمُسْتَوْدَعَهَاۜ كُلٌّ ف۪ي كِتَابٍ مُب۪ينٍ

Ve mâ min dâbbetin fil ardı illâ alallâhi rızkuhâ ve ya`lemü müstekarrehâ ve müstevdeahâ. küllün fî kitâbin mübîn.

Yeryüzünde hiçbir canlı yoktur ki. rızkı Allah`a âit olmasın. Her birinin (dünyada) duracakları yeri de. (öldükten sonra) emaneten konulacakları yeri de o bilir. Bunların hepsi açık bir kitapta (Levh-i Mahfuz`da yazılı) dır.

Hud suresi 56. ayet

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

اِنّ۪ي تَوَكَّلْتُ عَلَى اللّٰهِ رَبّ۪ي وَرَبِّكُمْۜ مَا مِنْ دَٓابَّةٍ اِلَّا هُوَ اٰخِذٌ بِنَاصِيَتِهَاۜ اِنَّ رَبّ۪ي عَلٰى صِرَاطٍ مُسْتَق۪يمٍ

İnnî tevekkeltü alallâhi rabbî ve rabbiküm. mâ min dâbbetin illâ hüve âhızün bi nâsıyetihâ. inne rabbî alâ sırâtın mustekîm.

"İşte ben. hem benim. hem sizin Rabbiniz olan Allah`a dayandım. Yeryüzünde bulunan hiçbir canlı yoktur ki. Allah onun perçeminden tutmuş olmasın. Şüphesiz Rabbim dosdoğru bir yol üzerindedir."

Ankebut suresi 60 . ayet

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَكَاَيِّنْ مِنْ دَٓابَّةٍ لَا تَحْمِلُ رِزْقَهَاۗ اَللّٰهُ يَرْزُقُهَا وَاِيَّاكُمْۘ وَهُوَ السَّم۪يعُ الْعَل۪يمُ

Ve keeyyin min dâbbetin lâ tahmilu rızkahâ allâhü yerzükuhâ ve iyyâküm ve hüves semîul alîm.

Nice canlılar vardır ki. rızıklarını taşımazlar (yiyecek biriktirmezler). Onları da sizi de Allah rızıklandırır. O hakkıyla işitendir. hakkıyla bilendir.

Zümer suresi 38 . ayet

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَلَئِنْ سَاَلْتَهُمْ مَنْ خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ لَيَقُولُنَّ اللّٰهُۜ قُلْ اَفَرَاَيْتُمْ مَا تَدْعُونَ مِنْ دُونِ اللّٰهِ اِنْ اَرَادَنِيَ اللّٰهُ بِضُرٍّ هَلْ هُنَّ كَاشِفَاتُ ضُرِّه۪ٓ اَوْ اَرَادَن۪ي بِرَحْمَةٍ هَلْ هُنَّ مُمْسِكَاتُ رَحْمَتِه۪ۜ قُلْ حَسْبِيَ اللّٰهُۜ عَلَيْهِ يَتَوَكَّلُ الْمُتَوَكِّلُونَ

Ve le in seeltehüm men halakas semâvâti vel arda le yekûlunnallâh. kul e fe raeytüm mâ ted’ûne min dûnillâhi in erâdeniyallâhü bi durrin hel hünne kâşifâtü durrihi ev erâdenî bi rahmetin hel hünne mümsikâtü rahmetihi kul hasbiyallâhü aleyhi yetevekkelül mütevekkılûn.

Andolsun eğer onlara "Gökleri ve yeri kim yarattı?" diye sorsan elbette "Allah" derler. De ki: "Peki söyleyin bakalım? Allah`ı bırakıp da ibadet ettikleriniz var ya; eğer Allah bana herhangi bir zarar dokundurmak isterse. onlar Allah`ın dokundurduğu zararı kaldırabilirler mi? Yahut Allah bana bir rahmet dilese. onlar onun rahmetini engelleyebilirler mi?" De ki: "Allah bana yeter. Tevekkül edenler ancak O`na tevekkül ederler."

Fâtır suresi 2 . ayet

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

مَا يَفْتَحِ اللّٰهُ لِلنَّاسِ مِنْ رَحْمَةٍ فَلَا مُمْسِكَ لَهَاۚ وَمَا يُمْسِكْۙ فَلَا مُرْسِلَ لَهُ مِنْ بَعْدِه۪ۜ وَهُوَ الْعَز۪يزُ الْحَك۪يمُ

Mâ yeftehillâhü lin nâsi min rahmetin fe lâ mümsike lehâ. ve mâ yümsik fe lâ mursile lehu min ba’dih. ve hüvel azîzül hakîm.

Allah insanlar için ne rahmet açarsa artık onu tutacak (engelleyecek) yoktur. Neyi de tutarsa bundan sonra onu gönderecek yoktur. O. mutlak güç sahibidir. hüküm ve hikmet sahibidir.


(2034 kez incelendi)
Taksit Aylık Toplam
Peşin ₺1,974.96 ₺1,974.96
2 ₺1,025.46 ₺2,050.92
3 ₺702.63 ₺2,107.89
4 ₺541.22 ₺2,164.88
5 ₺444.37 ₺2,221.85
6 ₺379.80 ₺2,278.80
7 ₺333.68 ₺2,335.76
8 ₺299.09 ₺2,392.72
9 ₺274.30 ₺2,468.70
Taksit Aylık Toplam
Peşin ₺1,974.96 ₺1,974.96
2 ₺1,025.46 ₺2,050.92
3 ₺702.63 ₺2,107.89
4 ₺541.22 ₺2,164.88
5 ₺444.37 ₺2,221.85
6 ₺379.80 ₺2,278.80
7 ₺333.68 ₺2,335.76
8 ₺299.09 ₺2,392.72
9 ₺274.30 ₺2,468.70
Taksit Aylık Toplam
Peşin ₺1,974.96 ₺1,974.96
2 ₺1,025.46 ₺2,050.92
3 ₺702.63 ₺2,107.89
4 ₺541.22 ₺2,164.88
5 ₺444.37 ₺2,221.85
6 ₺379.80 ₺2,278.80
7 ₺333.68 ₺2,335.76
8 ₺299.09 ₺2,392.72
9 ₺274.30 ₺2,468.70
Taksit Aylık Toplam
Peşin ₺1,974.96 ₺1,974.96
2 ₺1,025.46 ₺2,050.92
3 ₺702.63 ₺2,107.89
4 ₺541.22 ₺2,164.88
5 ₺444.37 ₺2,221.85
6 ₺379.80 ₺2,278.80
7 ₺333.68 ₺2,335.76
8 ₺299.09 ₺2,392.72
9 ₺274.30 ₺2,468.70
Taksit Aylık Toplam
Peşin ₺1,974.96 ₺1,974.96
2 ₺1,025.46 ₺2,050.92
3 ₺702.63 ₺2,107.89
4 ₺541.22 ₺2,164.88
5 ₺444.37 ₺2,221.85
6 ₺379.80 ₺2,278.80
7 ₺333.68 ₺2,335.76
8 ₺299.09 ₺2,392.72
9 ₺274.30 ₺2,468.70
Taksit Aylık Toplam
Peşin ₺1,974.96 ₺1,974.96
2 ₺1,025.46 ₺2,050.92
3 ₺702.63 ₺2,107.89
4 ₺541.22 ₺2,164.88
5 ₺444.37 ₺2,221.85
6 ₺379.80 ₺2,278.80
7 ₺333.68 ₺2,335.76
8 ₺299.09 ₺2,392.72
9 ₺274.30 ₺2,468.70
Diğer Kartlar
Taksit Aylık Toplam
Peşin ₺1,974.96 ₺1,974.96



İlginizi çekebilecek benzer ürünler


   
Alışveriş Sepeti
 
 
Hesabım
Alışveriş deneyiminizi iyileştirmek için yasal düzenlemelere uygun çerezler (cookies) kullanıyoruz. Daha detaylı bilgi için lütfen tıklayınız.
X